

Kişi bu dünyadaki kısacık hayatını yaşarken sonsuz hayat olan ahiretini mahvetmemeli, dünyayı ahiretin tarlası gibi kullanabilmelidir. Çünkü dünya hayatı ahiret hayatının yanında bir gün ya da daha kısa bir zaman dilimini içermektedir. Ahirette “Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” denilecek ve böylece hesaba çekilecektir. Kişi her yaptığının hesabını mutlaka verecektir.
Dünyada yaptığı her amelin, ahirette mutlaka -mükafat veya ceza olarak- karşılığı olacağına inanan bir kimse, yaptıklarına dikkat edecek; kötü davranışlarına pişman olacak ve iyi davranışlara yönelerek, dünyada huzurlu ve mutlu yaşayacaktır.

Ölümü ve ahireti sürekli hatırında tutan insan, elindeki varlığın geçici olduğunu da bilecektir. Sahip olduğu dünya servetini, kendisi ve diğer insanların huzuru için kullanacak ve bunun kendisi için ebedi mutluluk vesilesi olduğunu unutmayacaktır.
Ahirete inanmayan kimselerde yok olup gitme duygusu, insanın ruh dünyasında büyük bunalımlara sebep olmaktadır. Halbuki, ölümü sonsuz hayata açılan bir kapı olarak bilen bir mü'min; dünyada ne kadar maddi sıkıntı çekerse çeksin yaşama sevincini asla kaybetmeyecektir. Üstelik bu sıkıntılara sabrettikçe, ahiretteki mükafatının daha da artacağını düşünerek huzur ve neşe içinde olacaktır.